Trabzonspor'u hisset


Hayatın biricik anlamı olacak kadar derinden duyulan bir aşkın trajediye dönüştüğü bu hayatta asıl sorgulanan, erdeme giden yolun zorluğudur. Erdeme giden yolda, insanın içinde hiç dinmeyen bir sızı gibi varlığını daima hissettiren yalnızlıklar, bekleyişler, ayrılıklardan doğan ve tahammülü trajediler doğuran çatışmalar yaşanmaktadır. Biz bütün erdemimizi aşkımızla ayakta tutarken, Trabzonspor gerçek erdemin her şeyden arınmış olması gerektiğine inanmaktadır.
 Bizler, insanı düşünmeye iten ve kendi hayatını tartmaya iten bu hayatta , aşk ve aşk yüzünden çekilen acıyı merkeze alarak insan ruhunun en derinine inmeyi bir kez daha başarmayı amaçlarız.
 Tercihlerini zor olandan yana kullananların yaşadığı iç fırtınaları gözler önüne seren bu yaşam biçimi hayatın ta kendisidir.

Sezon Sonuna Mektup

Bu gün, bir aklıma bir fikir geldi "Sezon Sonuna Mektup" adlı bir yazı yazıp bunu süper lig sezonu sonunda yeniden yayınlamak. Amacım ise Trabzonspor'un bu günlerde ki gündemi, yapılan ve gerçekleştirilemeyen transferler, benim takımdan beklentilerimi sezon sonunda tekrardan görmek.

Tarih 21.08.2012 Salı, Ramazan Bayramının 3 günü. Trabzonspor ligde ilk maçında Karabükspor ile berabere kaldı. Maçta özellikle Volkan ve de Olcan çok etkiliydi. Sürekli kanatlardan ataklar gerçekleştirdik. Soner'in aşırtma pasında Volkan gelişine güzel vurunca golü bulduk, ancak ilk yarının ortalarında Karabükspor Shelton'u oyuna sokunca Karabükspor'da ataklara kalktı ve sonunda da golü buldu. Şunu belirtmek isterim ki takımda Serkan Balcı ancak ve ancak top toplayıcı olarak görev yapması gerekir. Eğer ki takım olarak bir şeyleri başarmak istiyorsak bazı şeyleri gerçekleştirmek gerekir. Takım da genç yeteneklere yer vermek gerekir. Serkan dakika 60'tan sonra ileri çıkınca geri dönemiyor. Kadromuz ise bana göre Nevzat Şakar'ın dediği gibi "Yeterli değil!" Toplam 4 transfer yaptık, Sol Bamba, hazırlık maçlarında çokta iyi performans sergilemedi ama yine de takıma faydalı olacağını düşünüyorum. 1461'den gelen Zeki Yavru çok yetenekli bir oyuncu ve kesinlikle ben Şenol Hoca'nın yerinde olsam Serkan yerine Zeki'yi oynatırım. Emre ve Yasin transferi takım için faydalı olabilirler tabi oynatılırsa ama ben Şenol Güneş'in onlara fazla forma şansı vereceğini sanmıyorum. Şu da var ki, takım forvetsiz ve bize çok kaliteli Avrupa standartlarında bir golcü lazım yani bu işler Vittek, Henrique ile olacak işler değil. Gerçi Henrique vücut yapısına rağmen çokta yetenekli bir oyuncu. Daha önceden çıkan medya da çıkan haberlere göre  Kopenhang'ın golcü oyuncusu N'Doye ile anlaştığımızı hatta Sadri Şener Trabzon'a getirmek için kendi özel uçağını yollamıştı ancak N'Doye ise Lokomatif Moskova'ya transfer olmuştur. İlerleyen günlerde ise M:City stoperi Kolo Toure ilgilendiğimizi Toure'nin de transfere sıcak baktığını gündemde uzun süre gördük ancak bu transfer de gerçekleştirilemedi. Şampiyonlar liginden yaklaşık seki parayla 14 trilyona yakın para geldi ayrıca Burak Yılmaz'da 5 trilyon geldi ancak hala daha gerçekleştirilen kaliteli bir transfer olmadı. Peki gelen bu kadar paralar nereye gidiyor. Kulüp hatta bir ara "Taraftar böyle yaparsa Olcan 'Adın'ı değiştir" gibi bu tür şeylerle taraftarın TSClup'tan alış veriş yapılması istedi. Gelim şike sürecine bu konudan çok sıkıldım ve kısa tutmak istiyorum, Aziz Yıldırım 6 küsür yıl hapis cezası ile cezalandırıldı. Buna rağmen medya her zaman ki gibi Fenerbahçe'yi suçsuz gibi göstermeye devam etti. Federasyon geçen sezon başında lig bitince karar verileceğini açıklamıştı ancak onlarda bu olayı gündemden bir şekilde düşürmeye çalışıyorlar. Şu kesin ki mahkeme karaı ile Fenerbahçe şike yapmıştır. Ben UEFA'ya güveniyorum ancak onlarda hala daha konuya tam olarak el atmış durumda değiller. Şu da var ki "gecikmiş adalet adalet değildir"
Biz Trabzonspor taraftarı olarak her zaman takımımızın yanında olduk ve buna devam edeceğiz ve davamızdan asla vageçmeyeceğiz.
Gelelim benim bu sezon bu sezon Trabzonspor'dan beklentim en iyi 3. olabiliriz tabi ki bu kadro ile ancak transfer şart. Ha bu arada 2 gün sonra Macaristan'ın Viedeton takımı ile UEFA Avrupa ligi 4. eleme maçımız var bana göre Viedeton'u eleyip gruplara kalırız.

Alan Dzagoyev

Alan Dzagoyev, 17 Haziran 1990 yılında Osetya'nın Beslan şehrinde dünyaya geldi. Eski adı Sovyet Sosyalis Cumhuriyetler Birliği'ne bağlıdır ve yeni adı Rusya'da FIFA 2010 Dünya Kupası'ndan beri forma giyinmektedir. Dzagoyev, çocukluk yılları ailesinin maddi durumu sebebiyle zor geçsede okulunda başarıldı bir öğrenciydi ve tek hayali vardı o da hiç bir kötü işe bulaşmadan avukat olabilmekti. Futbolcu olmak hayallerinde yoktu, çünkü Rusya'da futbol çok yaygın bir spor değildi ve futbola çok önem verilmiyordu bu da Dzagoyev'in ilgisini çekmiyordu. Alan Dzgoyev 12 yaşında iken ailesi ile birlikte Gürcistan'a göç ettiler. Dzgoyev, çocukluk döneminde en büyük şokunu yaşadı. Daha sadece 14 yaşında iken okulu bir grup terörist tarafından basıldı ve bir çok arkadaşı gözleri önünde öldürüldü. Bu durum onu çok etkilemişti ve 1 yıl boyunca doktor yardımı almıştır. 2004 yılında futbol kariyerine ailesi sırf yaşadığı olayı bir nebze unutturmak için şu anda Chelsea'nın ultra milyoner sahibi olan Romen Abrambovic'in Primorsky Futbol Akademisi'ne başladı ve teknik direktörü Yuri Oskin tarafından keşfedildi. Yaşıtlarına göre top tekniği üst düzeyde olan Dzagoyev, FC Krylia Sovetov-SOK ismini alan futbol akademisinde profesyonel kariyerine başladı. Dzagoyev'in ilk sezonunda takım Rusya 3. Ligi'ni 6. sırada tamamladı. 37 maçta 6 gol atan Dzagoyev, 2007 Aralık ayında, PFK CSKA Moskova 'ya transfer oldu. Kadroda aralıksız olmasa da düzenli şekilde yer bulduğu ilk haftalardan sonra, ligin 13. haftasında FC Spartak Moskova karşısında alınan 5-1'lik galibiyette 3 asist yapınca bir daha çıkmamak üzere ilk onbire yerleşti. Ardından son lig ve UEFA Kupası şampiyonu Zenit'e deplasmanda 2 gol birden attı. İlk sezonunda başarılı olan Dzagoyev, 2008 yılında Rusya'da Yılın En İyi Genç Futbolcsu seçildi. 2008'den bu yana CSKA Moskova forması giyen DZgoyev 71 maçta 21 gol atmayı başardı.

11 Kasım 2008'de 2012 FIFA Dünya Kupası elemelerikadrosuna alınan Dzagoyev, deplasmanda oynanan Almanya maçında ilk kez milli formayı giydi. 18 yaşındaki futbolcu,Rusya Milli Futbol Takımı'nda forma giyen en genç orta saha oyuncusu olma unvanını da ele geçirdi. En genç oyuncu unvanı ise hâlen kaleci İgor Akinfeev'e aittir.

Alan Dzagoyev, üstün top tekniği, oynadığı mevki gereğince oyunu okuma, yaptığı asistler, hava toplarına karşı hakimiyeti, ikili mücadelesi ile takımın adeta beyni olmuştur. Her gol pozisyonunda top onun ayağına mutlaka değmiştir. Yeri geldiğinde orta sahaya yardımcı olan Dzagoyev, milli takımın da değişmez isimlerindendir. Yaşına göre oldukça büyük görünen Dzgoyev, top çalma konusunda çok iyi bir oyuncudur, rakibe ne şekilde, nasıl, ne zaman hamle yapacağını iyi biliyor ve takımının diğer takımlara oranla daha fazla kontra atağa çıkmasında büyük rol oynamaktadır.