Bordo ile Mavi

Artık bütün resmi işlemler tamamlandıktan sonra sıra gelmişti Trabzonspor'un renklerine. Renk bulmak öyle kolay olmadı. Trabzon'da uzun yıllar süren İdmanocağı-İdmangücü rekabetinde Sarı-Kırmızı ve Yeşil-Beyaz renkler hakimdi. Trabzonspor'un renkleri bu renklerin dışında olmalıydı. Trabzon'u ve Karadeniz'i simgeleyen renkler aranıyordu. Bu konuda yarışma açılması da gündeme geldi ancak sonra vazgeçildi. Renk için geceli gündüzlü toplantılar düzenleniyordu. Dört toplantıdan sonuç alınamamıştı. Beşinci toplantıda her şey bitecekti. Artık taraftarın da sabrı kalmamıştı. Dönemin Federasyon Başkanı Orhan Şeref Apak sorunu çözmeye çalışırken Federasyon Genel Müdürü Ulvi Yenal'ın makamında toplanan taraftar iki kulübün renklerinden farklı bir rengin seçilmesi üzerinde yoğun tartışmalar gerçekleştirdiler. Yaşanan gelişme üzerine sabrı taşan Yenal iki kulübün temsilcilerinden birer renk seçmesini talep eder. Böylelikle İdmanocağı gurubu ''koyu bordo'', İdmangücü ise ''açık mavi'' üzerinde görüş bildirir. Sonuçta Trabzonspor'u kuran iki köklü kulüp renk konusunu ''Bordo-Mavi'' diye karar bağlarlar.


Böylece bir haftadır şehirde süren renk kavgası sona erer ve Trabzonspor Bordo-Mavi renklerine kavuşur.

Lewandowski

Robert Lewandowski, 21 Ağustos 1988 yılında Polonya'nın Varsova kentinde dünyaya geldi. 23 yaşındaki golcü oyuncu, vatandaşı olan Miroslav Klose gibi Alman vatandaşı olmak yerine, doğup büyüdüğü Polonya Milli takımının formasını 2008'den beri terletmeye devam etmektedir. Profesyonel kariyerine ilk olarak Delta Varşova'da başlamış ancak bir sezonda 5 maçta ilk 11, toplamda ise 4 maçta ise sonradan oyuna girme şansı bulmuştur ve bu sürede toplam 4 gol atarak takımına katkıda bulunmaya çalışmıştır. Hocasının onda yeteneğin var olduğunu görmüş ancak fiziksel olarak verimli olmadığından onu başka kulübe kiralık olarak yollamaya karar vermiştir.  Delta Varsova'nın ezeli rakiplerinden biri olan Legia Varsova'ya kiralık olarak gönderilen Lewandowski ilk günlerde daha çok forma şansı bulmuşsada Legia'da bir sezon boyunca sadece 2 gol atabilmiştir. Legia'nın teknik direktörü de Lewandowski'nin kulüpte kalmasının olanaksız olduğundan eski kulübüne geri gönderilmiş. Delta Varsova ise takımına daha tecrübeli ve kaliteli bir forvet bulunca ilk olarak Delta'nın altyapısında oynamasına karar verirken, Znicz Pruszkow Lewandowski için satın alma teklifi götürmüş ve Delta'da Lewandowski'yi Znicz Pruskow'a transfer olmuştur.
İşte bu Robert Lewandowski'nin dönüm noktası olmuştur. Lewandowsiki gittiği ilk sezonda 19 maçta forma giyip 15 gol attıp Polonya İkinci Ligi gol kralı olurken, takımınıda attığı 15 gol ile şampiyon yapıp Polonya 1. ligine çıkarmada büyük rol oynadı. Znicz Pruskow'da ikinci sezonda oynadığı 32 lig maçında 21 gol atarak gol kralı olmuş ancak takımın defansif zaaflarından dolayı şampiyon olamamıştır. Ancak bu Robert Lewandowski'nin değerini arttırmış  ve başka kulüplerin transfer listesine girmiştir. Znicz Pruskow'dan yüksek bonservis bedeli ile Polonya'nın ateşli taraftarına sahip olan Lech Poznan tarafından satın alınmıştır. Lech Poznan'da ilk sezonda 30 lig maçında 14 gol atarak tam olarak beklentileri kaşılayamasa  da, Polonya Kupasında attığı 4 golle takımına Polonya Kupası kazandırmıştır. Lech Poznan'da ikinci sezonunda büyük bir çıkış yakalayarak takımını oynadığı 28 maçta 18 gol atıp Polonya 1. lig şampiyonu, Polonya Süper kupası ve  Eksraklasa şampiyonluğu kazanmasında yine büyük rol oynamıştır. Ayrıca attığı 18 gol ile Eksraklansa gol kralı, Eksraklansa ''sezonun en iyi golü'' ve de Polonya'da yılın en iyi oyuncusu ödülünü almaya hak kazanmıştır.
2010 yılında kendini kanıtlayan genç golcü Bundesliga'nın güçlü kulüplerinden biri olan Borussia Dortmunt'a transfer oldu. Bundesliga'da 2 sezonda çıktığı toplam 67 maçta, 30 gol atarak burada da ne kadar kaliteli bir golcü olduğunu kanıtlayan Polonya'lı genç yıldız, ''gücü ve hava toplarına olan hakimiyeti'' ile bilinmektedir. Ayrıca geçtiğimiz sezon Bundesliga'da en golcü 3. futbolcu olmayı başarak Lewandowski, Alman Kupası'nda Bayern Munich'e attığı 3 golle hat-trick yaparak tarihe de geçmiştir.
Polonya Milli takımının güçlü kozlarında biri olan Lewandowski, çıktığı 42 maçta 12 gol kaydedip takım arkadaşı JAkub Blaszcykowski ile Polonya'nın geçtiğimiz Eylül'de Almanya ile 2-2 berabere kaldığı maçta da gol atan futbolculardan biri olmuştur.
Polonya Milli takımının basın sözcüsü olan Tomasz Rzasa, EURO 2012'de karşılaştıkları Yunanistan maçı öncesi düzenlenen bası toplantısında yaptığı açıklamada, Lewandowski için ''Bizim için onun gibi bir futbolcuya sahip olmak çok büyük şans, Onun  takımımıza çok büyük katkıları oluyor.'' sözleri de Milli takımında ki önemini açıkça anlatmakta.


Polonya Milli Takımı ülkesinin ev sahipliği yaptığı EURO 2012'de A grubunda  turnuvayı sadece 2 puanla grup sonuncusu olarak kapatırken, favori olarak gösterilen Polonya ve Rusya hayal kırıklığına uğrarken turnuvanın iki süpriz takımı olan Çek Cumhuriyeti gruptan birinci, Yunanistan ise ikinci olarak gruptan çıkmaya hak kazanmıştı.








Mahalle Maçları


  • Üç korner bir penaltıydı
  • En iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer almazdı
  • Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu
  • Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip küfür edilirdi.
  • Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
  • Anne-baba çağırınca maç biterdi.
  • Topu patlatan parasını öderdi.
  • Takımlar kurulurken ilk oyuncu seçme hakkı, adım almayı iyi bilendi.
  • Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe açılsana 3 kere sektirdim derdi rakip açılırdı.
  • Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse  işetilirdi.
  • Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
  • Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak kişinin kocaman 3 adım atmasıyla belirlenirdi.
  • Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takım başlardı.
  • Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve yiyen takımın bir oyuncusu golü kabullenirse gol yiyen takım 180 derece dönerek durumu kabullenirdi.
  • Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesi dahil bahane edinerek ''Adamın devam ediyor'' derdi.
  • Atan alır mevzusu vardı. Eğer top kime çarpıp abuk zubuk bir yere kaçmışsa topun  gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alınırdı.
  • Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa kale çizgisinin önünde yere yatarak kafa ile gol atılırdı.