Trabzon

Trabzon, Karadeniz'in doğusundaki kıyı şeridinde tarihi M:Ö: 7. Yüzyıla dayanan, teraslar üzerine kurulmuş bir kenttir. Soğanlı, Zigana, Canik ve Kafkas Dağları kentin etrafında doğal bir sınır oluşturmaktadır. Kent Karadeniz Bölgesi'ndeki diğer yerlerde olduğu gibi, her mevsim ılıman ve bol yağışlı bir iklime sahiptir. Bu iklim özelliklerinin doğal sonucu olarak, kent ve çevresinde zengin bir bitki örtüsü görülür. M.Ö: 7. yüzyılda Miletos'tan gelen gemelerle bu bölgeye gelen bir grup, önce Sinop'a yerleşmiş, daha sonra Giresun'a ve ünlü Trapezus (Trabzon) koloni kentlerini kurmuşlardır. Roma İmparatorluğu'nun 395 yılında ikiye bölünmesinden sonra kent, Doğu Roma İmparatorluğuna bağlı kalmıştır. Kentin önemi yıllar içerisinde giderek artmış şehir tahkim edilerek yeni yapılarla donatılmıştır. 
1204 yılında Bizans'ın başkenti Kostantinopolis (İstanbul) Latinler tarafından ele geçirilmesiden sonra Bizans İmparatoru Alexios Kommenos Trabzon'da bağımsız bir devlet kurmuştur ve Trabzon'un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethine kadar siyasi varlığını sürdürmüştür. Şehzade Yavuz Sultan Selim Trabzon valiliğine getirildiği (1489-1512) bu dönemde yıkılan şehir surlarının onartıldığı şehirde yoğun bir çalışma başlatılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman Trabzon'da dünyaya gelmiştir. Yavuz Sultan Selim'in annesi Ayşe Gülbaharhatun 1505 yılında Trabzon'da ölmüş ve türbesi kendi adıyla anılan caminin avlusundadır. Ulu önder Atatürk 3 kez Trabzon'u ziyaret etmiş vasiyetinin bir bölümünü Trabzon'a yazmıştır.

Kıpır Kıpır Hamsi

Temel Reis'e göre Hamsi Balık değildir... Nedir peki? Akılı güçlendiren bir şey... O yüzden Karadeniz insanı bu kadar hazırcevaptır...
Karadeniz'de yapacağınız küçük bir yolculukta bu tür fıkralara ya da gerçek alıntılara sıklıkla rastlarsınız. Özel bir yeri, özel bir anlamı vardır Karadenizli için hamsinin.
Marmara Denizi'nde hamsi çıksa da KAradenizliler pek rağbet etmezler bu balığa; tatsız tuzsuzdur... İlle de Karadeniz'den çıkan olmalıdır...




                                              HAMSİ'DEN ÇIKAN LEZZET!


Evliya Çelebi Hamsi hakkında şunları yazar kitabına;
''Levrek balığı, Kefal balığı gayet lezzetlidir. Amma bunların hepsinden fazla Lazlar'în üzerine düştükleri, alış verişi hakkında kavga ettikleri Hamsi balığı... Bu balık Hamsin'de çıktığı için Hamsi balığı derler. Balığın çıkışını dellallar halka haber verirler. Bir kere su urunca, 'Ahça çomahla bir mendil hamsi ver' deyince ince sırmalı mendillere balığı koyup giderler. Balığın suyu akarak giderken, bazıları suyun aktığına acıyarak, 'Bre balığını akıtıyorsun... Suyuna bir pilavcık sallasana' diye şaka ederler. Şu beyitleri de söylerler;


Trabzon'dur yerümüz
Ahça tutmaz elümüz
Hamsi Paluk olmasa
Hice olurdu halumuz''


Faydaları hakkında ise şunları yazar Çelebi; Faydası o derecedir ki, yedi gün devamlı yiyen kimsenin şehveti son derece artar. Çok kuvvet verici ve hazmı kolaydır.
Yemeğinde balık kokusu olmadığında yinede hareket vermez. Ağrı hastalığına tutulan adam yese şifa bulur. Bir evde yılan ve çiyan olsa, hamsi balığının başı tütsü edilirse kaçar. ''Bunu yemek Trabzonlulara hastır ki kırk çeşit yemeğini pişirirler.''

Türk Futbolunda Anodolu Fatihi Trabzonspor

Trabzonspor, Ağustos 1967 tarihinde kurulduğunda Türk futbolu üç büyük kulüp tarafından yönlendiriliyordu. Ne zaman ki Trabzonspor kuruldu, işte o tarihten beri Türk futbolu ihtilalinin ayak seslerini duyar gibi oldu. Trabzonspor kuruluşunun yedinci yılında 1973-74 sezonunda Türkiye İkinci Ligi Şampiyonu olarak Türkiye Birinci Ligine yükselmişti. Birinci ligdeki ilk yılında 9. olan Bordo-Mavililer ikinci yılında, 1975-76 sezonunda şampiyon olarak Türk Futbolundaki ihtilali gerçekleştirdi. Artık, Trabzonspor'da ambargo koymuştu şampiyonluklara. Hem de bir değil, iki değil 1976-84 yılları arasında, üç kez üst üste olmak üzere tam altı kez. Artık Dört Büyük vardı.



                                 TRABZONSPOR'U ŞAMPİYONLUĞA TAŞIYAN FAKTÖRLER


 Trabzonspor efsanesini yaratan faktörlerinin en önemlisi, bölgenin karakteristik özelliğidir. Karadeniz insanı hırçın ve hırslıdır. Tuttuğunu koparır. Bütün koşullar iyi bir yönetimle bütünleşince Trabzonspor efsanesi ortaya çıkmıştır. Trabzonspor'un kazandığı altı şampiyonluğun dördünde Ahmet Suat Özyazıcı, ikisinde Özkan Sümer'in imzası olması kendi değerini öne çıkarma ve özüne dönme politikasının bir ürünüdür. Şampiyonluklara ambargo koyan bu iki teknik direktör de Trabzonspor ve Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdılar. Tabi ki Şamil Ekici gibi dört şampiyonluğu kazanan bir başkanın varlığı da asla göz ardı edilmemelidir.